Yıllardır okullar, medya kuruluşları ve karar mercileri tarafından benimsenen bilindik dünya haritası, sınıflardaki panolardan hükümet binalarına kadar her yerde görülen küresel bir standart haline geldi.
Ancak bu haritanın büyük bir kusuru, Dünya’yı oransız şekilde resmeden Merkatör Projeksiyonu kullanılarak hazırlanması.
Afrika merkezli “Africa No Filter” ve “Speak Up Africa” girişimlerinin önderliğinde yürütülen ve AfB tarafından desteklenen kampanyayla bu kullanımda değişikliğe gidilmesi amaçlanıyor.
“Haritayı Düzeltin” kampanyası, Dünya’nın bazı bölgelerinin boyutunu yapay olarak büyütürken, başta Afrika olmak üzere diğer yerleri orantısız şekilde küçük gösteren Merkatör Projeksiyonu’ndan uzaklaşılmasını hedefliyor.
Kampanyanın talepleri arasında, 2018’de tanıtılan ve kıtaların büyüklükleri arasındaki orantıyı koruyarak Dünya’nın görsel açıdan daha adil ve dengeli görünümünü temsil eden “Eşit Dünya” projeksiyonunun küresel çapta benimsenmesi bulunuyor.
Kampanya kapsamında, okulların, medya kuruluşlarının, uluslararası kurumların yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) gibi mekanizmaların da haritaya ilişkin bu düzenlemeyi benimsemesi isteniyor.
Dünya’yı haritaya dökmek, bir topu kağıt parçasıyla kırıştırmadan örtmeye çalışmaya benzeyen ve dolayısıyla kolay olmayan bir görev.
Haritacı Gerardus Mercator’un 1569 tarihli projeksiyonu, denizciler için önemli bir sorunu çözerek pusulaların sabit çizgide takip edilebilmesini sağladı.
Ancak bunun sonucunda da kutuplara yakın ülkeler orantısız şekilde büyük görünürken, ekvatora yakın bölgelerdeki ülkeler ise küçük boyutlarda temsil edildi.
Örneğin, Grönland, Merkatör Projeksiyonu ile hazırlanan haritalarda Afrika ile neredeyse aynı büyüklükte görünmesine rağmen gerçekte bu kıtadan yaklaşık 14 kat daha küçük.
“Africa No Filter” girişiminin İcra Direktörü Moky Makura, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Haritalar, neyin vurgulanacağına, neyin hariç tutulacağına, merkezin neresi olacağına ve belirli yerlerin ne kadar büyük veya küçük görüneceğine karar veriyor.” dedi.
Makura, “(Haritalardaki) bu seçimler önem, bağlantı ve güç hakkında bir algı yaratıyor. Merkatör haritası, Afrika’nın boyutunu küçültüyor ve bu da onu önemsiz gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Merkatör Projeksiyonu’nun, Avrupa’nın sömürgeci genişleme dönemi sırasında kıtayı ve gemi rotalarını ön plana çıkarması nedeniyle yaygın olarak benimsendiğini hatırlatan Makura, bu haritalama yönteminin aynı zamanda Afrika’yı küçük, arka planda kalmış ve küresel düzende daha az önemli tasvir eden anlatıları güçlendiren bir araç olduğunu söyledi.
Makura, “Bu sadece coğrafya bilimi veya haritalarla ilgili değil, gurur ve kimliğe yönelik algılarla ilgili bir mesele.” değerlendirmesinde bulundu.
Afrika’nın algılanış biçiminin değiştirilmesi için doğru haritanın günlük hayatın parçası olması gerektiğini vurgulayan Makura, “Eşit Dünya” projeksiyonunun, kıtaları tanınabilir şekillerde tutarken eski projeksiyonların aksine bozulmaları düzelten alternatif sunduğunu dile getirdi.
Makura, hükümetlerin, kurumların ve eğitim bakanlıklarının müfredatta, kamu binalarında ve resmi belgelerde, “Eşit Dünya” gibi haritaları kullanması gerektiğini belirtti.
Eğitimciler, medya, sanatçılar ve sivil toplumun da katılımıyla bu konuda farkındalık yaratılması gerektiğinin altını çizen Makura, insanların haritalardaki çarpıtmaları fark ettiği zaman düzeltmeleri için harekete geçeceklerini de söyledi.
Makura, “En nihayetinde haritayı değiştirmek, zihniyetleri değiştirmekle ilgili.” yorumunu yaptı.
Kampanyanın geçen ay AfB’nin desteğini almasını “haritanın düzeltilmesinin kıta düzeyinde öncelik olduğuna ilişkin güçlü bir sinyal” olarak nitelendiren Makura, “Coğrafyanın en büyük yalanına son vermenin zamanı geldi. Haritalar, güç araçlarıdır. Afrika, gücünü geri kazanıyor.” şeklinde konuştu.
Afrika’nın haritalarda küçük gösterilmesinin, kamuoyunun bilincinde kıtanın daha az önemli, daha zayıf ve daha az kayda değer görünmesine yol açabileceğini ifade eden Makura, “Kalıplaşmış algılar, kıtaya yapılan yatırımları etkiliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Makura, “Afrika, küçük ve arka planda görünürse üzerinde yaşayan bir milyar insanı, yaratıcılığını, etki alanını ve fırsatlarını göz ardı etmek daha kolay hale gelir.” dedi.
Afrika’nın işbirlikleri kurulacak bir yerden ziyade çoğunlukla “düzeltilecek bir yer” olarak görüldüğünü belirten Makura, yoksulluk, hastalık, yolsuzluk ve çatışma anlatılarıyla şekillenen imajın, kıtanın finansal, teknoloji, sağlık ve eğitim gibi alanlardaki dinamizmini gölgede bıraktığını kaydetti.